" Bir Cumhuriyet kadını…1920'lerde gözünü açtığı Cumhuriyet, Demokrasi ve Atatürk rüzgarlarını ölümüne kadar her daim nefesinde saklı tuttu. Hep üretmek ve paylaşmak üzere yaşadı. Çocukluk yıllarında karşılaştığı Atatürk, baba ziyaretleri ile konuk olduğu ortamlarda karşısına çıkan Nazım Hikmet, Behçet Kemal Çağlar, Münir Nurettin Selçuk, Yahya Kemal ve her birimize hala ilham veren daha niceleri O'nu sanatla, resimle, edebiyatla kuşattı. Yabancı dilden ilk müzikallerin çevirilerini yaptı. Tiyatro eserleri, öyküler.. Sonra şiirleri.. Her daim başucundaki kağıt kalemle şiir sırdaşı oldu. Resimleri 250 den fazla koleksiyonda O'nu yaşatıyor. Yılda en az iki Anadolu sergisi açmazsa huzur bulmazdı. Ya Oluşum… Cemal Süreya'nın başyazıları ile başlayan aylık edebiyat dergisi 124 sayı ile kültür tarihimizin kilometre taşlarından biri oluverdi."

Resim Anlayışı

Fahrünnisa Kadıbeşegil resme çok erken yaşlarda başladı. Lise yıllarında Bursa Halkevinde Prof. Kenan Özbel ve Eşref Üren’dan dersler aldı. Yüksek öğrenim için Gazi Eğitim Resim Bölümünü kazandı ancak Dil, Tarih ve Coğrafya Fakültesi İngiliz Filolojisi ve daha sonra da Tiyatro Tarihi bölümlerini tercih etti. Ama resimle ilişkisini hiç kesmedi.

Özellikle 1970’lerden itibaren her yıl Anadolunun çeşitli yerlerinde yılda ortalama 3 sergi açmaya özen göstererek resim kültürünü bu yörelere yaymayı misyon edindi. (Kastamonu,Ankara, Silifke, Sivas, Konya-Ereğli, Kayseri, İzmir, Bodrum, Mersin, Bursa, Gazi Antep, Malatya).

1972 yılında merkezi Vichy (Fransa) da bulunan  Birleşmiş Kadınlar Kültür ve Sanat Derneği’nin Türkiye şubesinin kurucuları arasında yer aldı. Dernegin her iki yılda bir düzenlediği bienallere katıldı.

Yurt içinde ve dışında (Romanya, Macaristan, İskoçya, İsveç, Danimarka, Bulgaristan, Yugoslavya vb.) 250’ye yakın eseri koleksiyonlarda bulunmaktadır.

Kendi yorumları (El yazısından alıntı)

Sanat başlangıçta bir sevme işidir. Ağacı, çiçeği, hayvanı, insanı… İşte resim bu sevme işini söyleme şekillerinden biridir. Ve sesli düşünmenin görsel karşılığıdır diyebiliriz. Ama hep devinim içindedir. İnandığı değerler için ve değerler adına yaratır.

Renge önem veriyorum. Az sayıdaki renk arasında zengin ilişkilere ulaşmak çabasındayım.

Manzaraya yönelmemin nedeni, kendimi daha özgür hissetmemdir. Hayali resim yapmam. Hep doğa karşısında resim yaparım ve onunla bütünleşmeye çalışırım.

Plastik öğelerin başında ışık ve renk ilişkisi yatar. Işık ve renk anlayışımı boya ve onun doğal biçimlenişine verdiğim önem tamamlamaktadır.

Sanat sürekli aramak ve değişmek demektir. Bu da sürekli çalışmayı gerektirir. İyi bir resim baktığı şeyi kutsamalı ve ruhu usulca tutuşturmalıdır.

Nostalji Turu

Basında Sergileri